HRİSTİYANLARIN PUTPERESTLİĞE KARŞI İBRETLİK SÖZDE MÜCADELESİ !

[abdullah]

HRİSTİYANLARIN PUTPERESTLİĞE KARŞI İBRETLİK SÖZDE MÜCADELESİ ! ONLARIN BU HUSUSTA, PUTPERESTLİĞE GÜYA KARŞI OLAN EVLİYAPEREST/TÜRBEPEREST SOFİLERLE VE TÜRBEPERESTLİĞE, TAŞA AĞACA ÖLÜYE TAPMAK GİBİ HURAFELERE GÜYA KARŞI OLAN BÜSTPEREST/ANITKABİRPEREST KEMALİSTLERLE OLAN İBRETLİK BENZERLİĞİ !

(İbn Kayyım El-Cevziyye Rahimehullah, ŞEYTANIN TUZAKLARI, 1. Cilt, s. 297-298, Uysal Kitabevi)

Hristiyanların Dinlerini Bozmak İçin İcad Ettikleri Beşinci Bid'at

Bu da onların bir başka bayramıdır! Mîkail Bayramı dedikleri bid'attir. Bunun ortaya atılması, icâd ediliş hikâyesi ise şöyledir: Vaktiyle İskenderiye'de bir put vardı. Pek çok hristiyan, etraftan gelip bu putun yanında büyük bir bayram yapıyor, bu puta adak ve kurbanlar sunup tapıyorlardı... Bunun dine aykırılığını gören İskenderiye patriği Aleksandros, bu putun yıkılmasını istedi ve bu iş için görevliler gönderdi. Orada kurban kesilmesini de yasakladı. Fakat emrini yerine getirtmeğe muvaffak olamadı. Ona karşı direndiler...

Bunun üzerine patrik, bir hile düşündü, gelip onlara dedi ki: "Bu put kendisine ta'zimde bulunmak, kurban sunmakla sizlere hiçbir fayda veya zarar veremez! Siz bu bayramınızı, Allah'ın büyük meleklerinden bir melek olan Mîkâil için yapsanız, kurbanlarınızı onun için kesseniz, herhalde sizin için daha hayırlı olur, bu melek sizler için şefaatçi olur..."

Onlar patriğin bu teklifine razı olup kabul ettiler... Bunun üzerine oradaki put kırıldı... Kırılan putun yerine bir haç koydular... Oraya bir kilise yapıp adına da Mîkâil Kilisesi dediler... Diğer adıyla Kayseriye dedikleri kilise, işte o putun yerine yapılan kilisedir... Artık orada icra ettikleri bayramı ve kestikleri kurbanları, putun adına değil de (!) Mîkâil adına yapar oldular.

İşte böylece (gerçek tevhîd inancından yoksun bulunan hristiyan din adamı) Patrik Aleksandros, onları bir küfürden alıp başka bir küfre, bir şirkten kurtarıp başka bir şirke teslim eyledi! Tarihte ve dinlerde, bunun benzeri sapıtma ve şaşırma örnekleri az değildir.

Onların bu meseledeki durumları, aynen mecûsiliği terkedip müslüman olan ve fakat Rafıziliğe geçen bir adamın durumu gibidir! Ve bu, bir misal olmaktan öte, vukua gelmiş ibretli bir olaydır. O adam böyle yaptığı zaman, sahih akıl ve temiz fıtrat sahibi müslümanlardan biri o adama yaklaşır ve açıkça der ki: "İyi bil ki! Sen, mecûsiliği bırakıp müslüman olmak, sonra da râfîzîliğe geçmekle; ancak ateşin bir köşesinden ayrılıp öbür köşesine geçmiş oldun! Yoksa ateşten kurtulmuş değilsin." Elbette, bir puta kurban sunmaktan vazgeçip Haç putuna kurban sunmak, secdeler edip tapınmakla insanlar; cehennemden kurtulmuş, Allah'a yarar bir iş yapmış olamazlar! Ancak Allah'a şerik koşmuş olurlar!...

[Tarik]

Abdullah
Size bir zahmet İbn Kayyimin şu yerde ne demek istediğini açıklarmısız

“Onların bu meseledeki durumları, aynen mecûsiliği terkedip müslüman olan ve fakat Rafıziliğe geçen bir adamın durumu gibidir!”

Bunun arapçasını da asırmısın

Bu kavlin arapça sayfa numarası ve kaçıncı cildde geçtiğini yazsaz yeter.

(Not: Haddini aşan bu ahlaksız artık sitede engellidir.!)

[İbn Teymiyye]

Bismillah. Bırakın bu takıntılı tavırları. Hangi alimin görüşünü okusanız takıntı yapıyorsunuz yoksa ilminiz okumayın gidin ilk mektebe yazılın. Arapça metin istediğine göre demek arapça biliyorsun o halde yukarda eserin türkçe ismi yazıyor git şamileden araştır bul alimin eserini bu kadar hazırcı olmayın. Alim çok basit bir şey dedi birileri günümüzde -A- fırkası kafir diye terk ediyor gidip ondan daha kafir -B- fırkasına tabi olup daha kafir oluyor. Ha rafizi ha mecusi niye kafan karışıyorki? Müşkilat nerede? Ne hata ararsanız kendinizde arayın. Baktın alimin sözünü anlayamıyorsun o halde bırak git başka şey oku. Abdullah kardeş çok önemli bir meseleye temas eden nakil astı kalkıp ibret alıp düşünecek yerde şimdi şuradaki kelime ne manaya geliyor demenin oraya takılmanın anlamı yok seviyen yoksa okuma! Şeytan sizlerede çeşitli tuzaklar kurmuş oyalanıp duruyorsunuz. Ölüm gelmeden herkes tevhide yönelsin onu öğrenip onunla amel etsin bu kişiye yeter. Bizimde burada görevimiz insanları direk tevhide davet etmektir diğer meseleler bizim için ikinci planda.